Uzun zamanlar önce, daha ortaokula giderken, karar verdiğim bu meslekte, bölümü okuduktan sonra, herşeyi bilen biri olarak mezun olabileceğimi düşünmüştüm. Öyle ya o sıralarda görüntüleri birbiri ardına sıralayabilmek en büyük problemimdi o sıralarda. Daha o yıllarda kurgu nedir bilmediğim için, biz düğün kameraları kiralar, çekim anında sıralı giderdik. Yani iki kişinin konuşmasını çekeceksek, önce kayda girer, birinin cümlesini kaydeder, sonra diğerine döner onun cümlesini alırdık. Böyle giderdi sahne.... Sonra bir gün dayımın kaydettiği galatasaray maçlarını, iki videoyu birbirine bağlayıp, kopyaladığını gördüğümde, benim için çok büyük bir problemin çözümünü de bulmuş oluyordum. Ama çözdüğüm her problem bir sonraki aşamada, bir kat fazla problemi beraberinde getiriyordu...
şimdi 2 videoyu birbirine bağlayıp kurgu yapabiliyordum ama, video anında kayda giremeyen ev tipi bir cihaz olduğu için, cümleler arasında duraksamalar oluyordu... Çözemediğim problemler için, hep üniversiteyi kazanmayı bekliyordum....
Yıllar sonra, nihayet üniversite sınavında istediğim bölümü kazanıp, tüm problemlerimin çözümlerine kavuşacağımı düşünürken her seferinde
yeni problemler çıkıyordu... Hem de katlanarak... Üniversite zamanında, hiç bir zaman inanmak istemediğim o gerçeği kabullenmek zorunda kaldım nihayetinde.....
Öğrenmenin gerçekten yaşı yoktu. Yıllar geçtikçe tecrübe kazanacaktı insanoğlu ama, çözülmesi gereken sorunların ardı arkası kesilmeyecek, her geçen gün yeni bir şeyler çıkacaktı öğrenilmesi gereken....
Neyse, ortaokul yıllarından bu zamana, gelen bir öyküyü, uzun uzadıya anlatmanın gereği yok...
Aradan geçen zamanda, teknolojinin gelişmesiyle, önce dijital sistem, sonra HD görüntüler girdi hayatımıza. Hepsinin ilk yıllarında ona hayran olmuşken, bir sonraki aşamada, aslında bir öncekinin ne kadar yetersiz olduğunu gördük. Sonrasında 2K, 4K görüntüler geldi... 8K görüntülere doğru giderken, Bir de baktık ki Görüntünün her tarafına bakabildiğiniz,
360 derecelik videolar çıktı şimdi karşımıza. Bir de üzerine VR gözlükler eklenince, şimdi yepyeni bir deneyimin eşiğindeyiz.
Her seferinde artık uğraşmayacağım, kafam almıyor yaşlanıyorum galiba demkten kendimi alamıyorken, tam da işin ortasında buluyorum kendimi... Yoruyor mu Evet! Ama çok da keyifli aynı zamanda...
Kimisi gezmekten hoşlanır, kimisi yemek yemekten... Ben de bu yeni teknolojileri denemekten zevk alıyorum.
Şimdi animagift 360 masalları hazırlamaya başladığımız bugünlerde, sanal gözlüklerin testlerini yapıyoruz bir yandan. Çünkü fiyatından kalitesine, çok geniş bir yelpazede ürün var sanal gözlüklerde.
Özellikle google’ ın cardboard ’ undan sonra maliyeti oldukça düşük tutabilmek önemli bir konu. Hele ki kendinizin yapma imkanı olması, benim ki zamanında gazetelerin verdiği ev maketlerine yıllarını harcamış biri için oldukça keyifli bir vakit geçirme ve çocukluğuna dönme fırsatı, kartonların, maket bıçaklarının, cetvellerin ve yapıştırıcıların arasında.....
Cardboard dosyalarını buradan indirip, A4 kağıda basıp, sonra bir kartona yapıştırıp kendi sanal gözlüğünüzü yapabilirsiniz. Burada tek sıkıntı Kullanacağınız Lensler. Ama onları da internetten bulabilirsiniz. Ya da Kırtasiyeden alacağınız büyüteçlerle, deneme yanılma yoluyla uygun olan bir tanesini seçebilirsiniz. Ki ben öyle yaptım. Büyüteçten, Oyuncak dürbüne kadar pek çok, malzeme haşat ettim uygun olanı bulana kadar.....
İlk animagift 360 Masalın tantımı da yayınladık.
Ama filmin sitede yayına girmesi için biraz daha zamana ihityaç var. Ben ne kadar bir an önce yayına almak istesem de, işlemleri biraz uzun sürüyor ne yazık ki. Hatta hikayesi bile diğer animagift masallardan daha uzun sürdü. Çünkü sahnenin her tarafını doldurmak zorunda kalıyorsunuz. Ve ona göre yan hikayeler yazmak durumundasınız. Neyse teknik kısma hiç girmeyelim. Yakında ilk animagift 360 Masal sizlerle buluşacak...
Sadece animasyonla da bitmiyor tabi iş... 360 videolar o kadar yaygınlaşm
aya başladı ki bir yandan da gerçek çekimlerle hazırlanacak videolar içinde çalışıyoruz.... Geçen Hafta bir akvaryumda, Köpek balıkları arasında, çekimler yaptık... Tabi ben 3 Metrelik o balıkçıklar! İle aynı ortama girme cesaretini gösteremedim... Zaten gittiğimiz akvaryumda, personel dışında, misafirlerin dalışına izin verilmiyor. Zaten dışarıdan izlemesi de daha keyifliydi....
Akvaryum kısmını da bir başka yazıda daha detaylı anlatırız artık.